29 Temmuz 2018 Pazar

Esnaf-Tacir Ayrımı Neye Göre Yapılır?

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11’nci maddesine göre; Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve  bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği belirtilmektedir.
Esnaf ise Türk Ticaret Kanunu’nun 15’nci maddesinde; İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır şeklinde tanımlanmıştır.  
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’ncü maddesinde esnaf ve sanatkâr; İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’ncü maddesinde belirtilen işletme hesabı esasına göre deftere tabi kimselerin kimler olabileceğini görmek için Vergi Usul Kanunu’nun İkinci Sınıf Tüccarlar başlıklı 178’nci maddesine bakmak gerekmektedir. 178/1 maddeye göre Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesine yazılı bulunan 1. Sınıf tüccarların dışında kalan tüccarlar 2. Sınıf tüccardırlar. Bunlar İşletme Hesabı esasına göre defter tutarlar.
Bakanlar Kurulunun 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/12362 sayılı kararı ile “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Karar” yürürlüğe konulmuştur.
Buna göre;
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63’ üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete ’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanlar.
Ancak, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanlar.

213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu yukarıda belirtilen esnaf ve sanatkâr sayılmayacaklar ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkârlar odalarına kaydedilecekler; dışında kalanların tacir ve sanayici sayılacaklar, ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedileceklerdir.

Hiç yorum yok: