6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11’nci maddesine
göre; Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir
sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde
yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır,
Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir. Ticari işletme ile esnaf
işletmesi arasındaki sınırın, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede
gösterileceği belirtilmektedir.
Esnaf ise Türk Ticaret Kanunu’nun 15’nci maddesinde; İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli
yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla
bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca
çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya
ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler
ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da
uygulanır şeklinde tanımlanmıştır.
5362
sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’ncü maddesinde esnaf ve sanatkâr; İster gezici ister sabit
bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme
Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil
olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran
ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit
usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar
ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif
edilmektedir.
5362
sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’ncü maddesinde
belirtilen işletme hesabı esasına göre deftere tabi kimselerin kimler
olabileceğini görmek için Vergi Usul Kanunu’nun İkinci Sınıf Tüccarlar başlıklı
178’nci maddesine bakmak gerekmektedir. 178/1 maddeye göre Vergi Usul
Kanunu’nun 177. Maddesine yazılı bulunan 1. Sınıf tüccarların dışında kalan
tüccarlar 2. Sınıf tüccardırlar. Bunlar İşletme Hesabı esasına göre defter
tutarlar.
Bakanlar
Kurulunun 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/12362
sayılı kararı ile “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin
Karar” yürürlüğe konulmuştur.
Buna
göre;
5362
sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi ve 63’ üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanununun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
Esnaf
ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit
edeceği ve Resmî Gazete ’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına
dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına
dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan,
basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar
ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci
maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi
limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını
aşmayanlar.
Ancak,
esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya
satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma
hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için
zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı
esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanlar.
213
sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço
esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu
yukarıda belirtilen esnaf ve
sanatkâr sayılmayacaklar ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve
sanatkârlar odalarına kaydedilecekler; dışında kalanların tacir ve
sanayici sayılacaklar, ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedileceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder