25 Ekim 2018 Perşembe

YENİ TÜKETİCİ KANUNU: GENEL HATLARIYLA


Bu çalışma Mevzuat Dergisi yıl 6 Sayı 70 Ekim 2003 sayısında yayımlanmıştır


GENEL GİRİŞ

Yaşamın her anında hepimiz öyle ya da böyle bir şekilde bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinmekte, kullanmakta veya yararlanmakta böylelikle tüketici vasfını elde etmekteyiz. Bu yazıda tüketici olarak hangi haklara ne derece sahip olduğumuzun ipuçları yeni çıkan tüketici kanunu çerçevesinde verilmeye çalışılmıştır.
Kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek olarak amacı açıklanan ve ……………….tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı yeni Tüketici Kanunu bu amaçlarla birlikte mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsamaktadır.

TANIMLAR

Tüketici Kanununda ”Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi mallar” mal olarak tanımlanırken “Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan  mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” ise hizmet olarak tanımlanmış, Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişiler ise satıcı, hizmet sunanlar ise sağlayıcı olarak tarif edilmiştir.
Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere tüketiciye sunulmuş olan mal veya hizmetleri ya da bu mal veya hizmetlerin hammaddelerini yahut ara mallarını üretenler ile mal üzerine kendi ayırt edici işaretini, ticari markasını veya unvanını koyarak satışa sunanlar İmalatçı-Üretici,
Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere tüketiciye sunulmuş olan mal veya hizmetleri ya da bu mal veya hizmetlerin hammaddelerini yahut ara mallarını yurt dışından getirerek satışa sunan gerçek veya tüzel kişi ise ithalatçı olarak nitelendirilmiştir.


AYIPLI MAL KAVRAMI

Doktrinde ki hakim görüşe göre ayıp, satıcının varlığını vaad ettiği veya alıcının dürüstlük kuralına göre beklediği vasfın satılanda bulunmamasıdır. Yani bir anlamda ayıp satılanın mevcut vasıflarının onun taşıması gereken vasıflardan farklı olmasıdır. Borçlar Kanunumuz vasfı, iş hayatındaki telakkilere veya alıcının satıcı tarafından bilinen veya bilinebilen ferdi menfaatine göre satılanın değerini veya kullanılmaya elverişliliğini etkileyen her türlü özellikler olarak betimlemiştir.
Ayıp, satılanın ayıptan etkilenme durumuna göre üç kısma ayrılmaktadır:
a-  maddi ayıp: satılanın şekil, renk gibi fiziki özelliklerini etkileyen, satılan şeyin dış görünüş itibarıyla alınana uygun olmakla beraber nitelik eksikliği sebebiyle alıcının ondan beklediği değer ve yararlanma özelliğine sahip olmama durumudur. Alınmış bir mücevherin sahte olması, yeni arabanın kullanılmış olması gibi örnekler maddi ayıba örnek verilebilir.
b-  Ekonomik ayıp: satılanın, alıcının ondan beklediği geliri getirmemesi veya verimi sağlamamasıdır.
c-   Hukuki ayıp: satılan üzerinde, alıcının ondan yararlanmasını veya onun üzerinde tasarruf etmesini engelleyen kamu hukukundan doğan sınırların bulunmasıdır. Örneğin; arsa üzerinde inşaat müsaadesinin olmaması, yapılarda iskan izninin bulunmamasıdır.

Tüketici kanununda ise ayıplı mal; tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar olarak tanımlanarak Borçlar Kanunu 194 üncü madde çerçevesinde düzenleme yapılmıştır.

Tüketici satın aldığı bir malda tespit ettiği ayıbı malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda tüketicinin,
-         bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme veya,
-         malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya
-         ayıp oranında bedel indirimi ya da
-         ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir.

Satıcının, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirme yükümlülüğü vardır. Tüketicinin bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır.

Öte yandan, imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren  ayıplı maldan ve tüketicinin yukarıda sayılan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Buradaki müteselsil sorumluluk ayıplı malın neden olduğu zararda dahi devam etmektedir.
Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır. Ve bu sorumluluk, daha uzun  bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi tutulmuş, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda ki zamanaşımı süresi ise  beş yıl olarak belirlenmiştir.
Ayıplı mal bir zarara neden olmuşsa bundan dolayı yapılacak talepler üç yıllık zamanaşımına tabi tutulmuş ve bu taleplerin zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkacağı vurgulanmıştır. Ancak, kanun koyucu zamanaşımı sürelerindeki bu kesinliğe istisna getirerek satılan malın ayıbının satıcının ağır kusuru veya hile ile tüketiciden gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağını belirtmiştir.

Yukarıda anlatılanların istisnalarından biri de malın ayıbının tüketici tarafından bilinmesi ve satın alınması durumudur. Gerçekten de Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmayacaktır.

Bir malın ayıplı olması halinde malın üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Mamafih, sadece ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususunun tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilmesi gerekmektedir. Ancak güvenli olmayan mallar, piyasaya, özürlüdür etiketi konsa  dahi arz edilmesi kanunla engellenmiştir.
Bu hükümler, mal satışına ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır.
Kanun bir hizmetin ayıplı olması durumunda da ayıplı mal hakkında ki hükümleri ayıplı hizmet için tekrarlamıştır.
Tüketici kanunu; bir malın ticarî bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi halinde satıcının bu malların satışından kaçınamayacağını belirtmiştir. Bu malların satışından kaçınmanın istisnasını ise malın üzerinde "numunedir" veya "satılık değildir" ibaresinin bulunması oluşturmaktadır.
SÖZLEŞMELERDEKİ HAKSIZ ŞARTLAR

Haksız şart, Kanunda; Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine  dengesizliğe neden olan sözleşme koşullar olarak tanımlanmıştır. Buna göre bir şartın haksız olabilmesi için;
Tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasında bir sözleşmenin yapılmış olması,
Şartın, satıcı veya sağlayıcı ile tüketici arasında müzakeresiz ve  tek taraflı olarak sözleşmeye konması,
şartın, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde olması ve
tüketici aleyhine  dengesizliğe neden olması gerekmektedir.
Eğer sözleşme taraflarından biri tüketici ise oluşan haksız şart tüketici için bağlayıcı değildir. İçeriği önceden hazırlanmış sözleşmelerde, ki bunlar standart sözleşmeler olup tüketici içeriğine etki edememektedir, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Özellikle standart sözleşmelerde sözleşmedeki belirli unsurların müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına müzakere edildiği anlamı çıkarılmamaktadır. Bu noktada satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir.

Kanun koyucu, taksitle satış sözleşmelerinin, devre tatil sözleşmelerinin, paket tur sözleşmelerinin, kampanyalı satış sözleşmelerinin, kapıdan satışlarda yapılacak sözleşmelerin, mesafeli sözleşmelerin, tüketici kredisi sözleşmelerinin, kredi kartı sözleşmelerinin ve abonelik sözleşmelerinin en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenleneceğini belirtmiştir.

TAKSİTLE SATIŞ SÖZLEŞMELERİ

Kanun taksitle satışı satım bedelinin en az iki taksitle ödendiği ve malın veya hizmetin sözleşmenin düzenlendiği anda teslim veya ifa edildiği satım türü olarak tanımlamış ve taksitle satış sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasını zorunlu kılmış ve sözleşmede bulunması gereken asgari koşulları şu şekilde sıralamıştır
a) Tüketicinin ve satıcı veya sağlayıcının isim, unvan, açık adresleri ve varsa erişim bilgileri, 
b) Malın veya hizmetin Türk Lirası olarak vergiler dahil peşin satış fiyatı,
c) Vadeye göre faiz ile birlikte ödenecek Türk Lirası olarak toplam satış fiyatı,
d) Faiz miktarı, faizin hesaplandığı yıllık oran ve sözleşmede belirlenen faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı,
e) Peşinat tutarı,
f) Ödeme planı,
g) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları.
Yukarıda sayılan bilgilerin sözleşmede yer almasını sağlama ve sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye verme yükümlülüğü satıcı veya sağlayıcıya verilmiştir. Eğer; sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senedin her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde olması gerektiği ve sadece nama yazılı olarak düzenleneceği aksi halde kambiyo senedinin geçersiz olacağı vurgulanmıştır.
Kanun taksitle satışlarda tüketiciye borçlandığı toplam miktarı önceden ödeme hakkı ve bununla birlikte bir taksit miktarından az olmamak şartıyla bir veya birden fazla taksit ödemesinde bulunabilme hakkı vermiştir. Her iki durumda da satıcıya ödenen miktara göre gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlülüğü getirilmiştir.
Taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkı; ancak satıcının veya sağlayıcının bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi ve ödenmeyen taksit toplamının satış bedelinin en az onda biri olması halinde kullanılabilmektedir. Ancak, satıcının veya sağlayıcının bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekmektedir.
Kanun sözleşme şartlarının tüketici aleyhine hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini vurgulamıştır.

DEVRE TATİL VE PAKET TUR SÖZLEŞMELERİ

Kanun nitelik belirtmek suretiyle belli sözleşmeleri ismen zikretmiştir .Bunlar;  en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın kullanım hakkının devri ya da devri taahhüdünü içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, yazılı sözleşme ya da sözleşmeler grubu olan devre tatil sözleşmeleri,  ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı sayılmayan diğer turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti yirmidört saatten uzun bir süreyi kapsayan veya gecelik konaklamayı içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, önceden düzenlenmiş yazılı sözleşmeler olan paket tur sözleşmeleridir.

     KAMPANYALI SATIŞ LAR
Gazete, radyo, televizyon ilânı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satıma kampanyalı satış denilmektedir.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, ön ödeme tutarı, mal veya hizmetin satış bedelinin yüzde kırkından fazla olamayacağı, malın teslim ya da hizmetin ifa süresi on iki ayı aşamaz. Konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar için bu süre otuz ay olduğu ve kampanyalı satışa katılan tüketicinin kampanyadan ayrılmaya karar vermesi halinde kampanyayı düzenleyenin, mal veya hizmetin tüketiciye teslim tarihini geçmemek şartıyla tüketicinin o ana kadar ödediği tüm bedeli ödemekle yükümlü olduğu, tüketicinin ödemeye ilişkin tüm edimlerini yerine getirmesi durumunda, malın teslimi ya da hizmetin ifasının, ödemenin bitimini takiben en geç bir ay içinde yapılmak zorunda olduğu vurgulanmıştır. 


KAPIDAN SATIŞLAR
Kanun koyucu kapıdan satışları, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında yapılan satımlar olarak nitelendirmiştir.
Tüketiciye, kapıdan aldığı malı teslim aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde malı kabul etmek veya hiçbir gerekçe göstermeden ve hiçbir yükümlülük altına girmeden reddetmek serbestliği, Satıcıya, cayma bildirimi kendisine ulaştığı andan itibaren yirmi gün içerisinde malı geri almakla yükümlülüğü getirilmiştir.
Kapıdan satış sözleşmelerinde, sözleşmede bulunması gereken diğer unsurlara ilave olarak mal veya hizmetin nitelik ve niceliğine ilişkin açıklayıcı bilgiler, cayma  bildiriminin yapılacağı açık adres ve en az on altı punto ve koyu siyah  harflerle yazılmış;
“Tüketicinin hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeksizin teslim aldığı veya sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde malı veya hizmeti reddederek  sözleşmeden cayma hakkının var olduğunu ve cayma bildiriminin satıcı/sağlayıcıya ulaşması tarihinden itibaren malı geri almayı taahhüt ederiz” ibaresinin yer alma zorunluluğu getirilmiştir.
Burada, satıcı veya sağlayıcıya,yukarıda anlatılan bilgilerin bu bilgilerin sözleşmede yer almasını sağlama ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye verme yükümlülüğü getirilmiş, şekle uygun sözleşmenin ve malın tüketiciye teslim edildiğini ispat satıcıya veya sağlayıcıya ait olduğu aksi takdirde, tüketici cayma hakkını kullanmak için yedi günlük süre ile bağlı olmayacağı vurgulanmıştır.

MESAFELİ SÖZLEŞMELER
Teknoloji kullanımının yaygınlaştığı günümüzde internet ortamda satımı yapılan mallara ilişkin düzenlemeler tüketici kanununa da yansımış ve mesafeli sözleşmeler adı altında bir sözleşme türü türetilmiştir. Kanun; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmelere mesafeli sözleşmeler tanımı yapmıştır.
Bu tür sözleşmelerde, Satıcı ve sağlayıcıya, tüketicinin siparişi kendisine ulaştığı andan itibaren otuz gün içerisinde edimini yerine getirme zorunluluğu getirilmiş,  bu süre, tüketiciye daha önceden yazılı olarak bildirilmek koşuluyla en fazla on gün uzatılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Cayma hakkı süresince sözleşmeye konu olan mal veya hizmet karşılığında tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasının veya borç altına sokan herhangi bir belge vermesinin istenemeyeceğine ilişkin hükümler dışında kapıdan satışlara ilişkin hükümlerin mesafeli sözleşmelere de uygulanacağı belirtilmiştir.
Mal veya hizmetin alınmasından cayma olduğu takdirde; satıcı veya sağlayıcının cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren on gün içinde almış olduğu bedeli, kıymetli evrakı ve tüketiciyi bu hukukî işlemden dolayı borç altına sokan her türlü belgeyi iade etme ve yirmi gün içerisinde de malı geri alma yükümlülüğü getirilmiştir.

TÜKETİCİ KREDİLERİ

Kanun, tüketici kredisini, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredi olarak tanımlamıştır. Belirmek gerekir ki buradaki kredi veren deyimi ile mevzuatları gereği tüketicilere nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kuruluşu ve finansman şirketlerini kastedilmektedir.
Yasa koyucu tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasını ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesini zorunlu kılmış, taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartlarının, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Tüketici kredisi sözleşmelerinde bulunması gerekli unsurları kanun tadadi olarak saymıştır. Bunlar:
a) Tüketici kredisi tutarı,
b) Faiz ve diğer unsurlarla birlikte toplam borç tutarı,
c) Faizin hesaplandığı yıllık oran,
d) Ödeme tarihleri, anapara, faiz, fon ve diğer masrafların ayrı ayrı belirtildiği ödeme planı,  
e) İstenecek teminatlar,  
f) Akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı,
g) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
h) Kredinin vadesinden önce kapatılmasına ilişkin şartlar,
ı) Kredinin yabancı para birimi cinsinden kullandırılması durumunda, geri ödemeye ilişkin taksitlerin ve toplam kredi tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlardır.
Kredi verenin, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkı; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilineceği, ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiği, tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği ayrıca vurgulanmıştır.
Ayrıca  borçlanılan toplam miktarı önceden ödenme ve vadesi gelmemiş bir ya da birden çok taksitin ödenme durumların her ikisinde de kredi veren, ödenen miktara göre gerekli faiz ve komisyon indirimini yapmakla yükümlüdür.
Kredi verenin ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da krediyi kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaklanmıştır. Eğer bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı kredi verenden geri istemek hakkına sahiptir. Ayrıca, kredi veren kıymetli evrakın ciro edilmesi sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

KREDİ KARTLARI

Kanun, Kredi kartı ile mal veya hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan kredileri de tüketici kredisi sözleşmesi hakkındaki hükümlerine tabi tutmuş, ancak, bu tür krediler hakkında, tüketici kredisi sözleşmelerinde bulunması şartlarından tüketici kredisi tutarı, faiz ve diğer unsurlarla birlikte toplam borç tutarı,  kredinin vadesinden önce kapatılmasına ilişkin şartlar ve kredinin yabancı para birimi cinsinden kullandırılması durumunda, geri ödemeye ilişkin taksitlerin ve toplam kredi tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartların kredi kartlarına uygulanmayacağını belirtmiştir.
Yasa da ayrıca; kredi verenin faiz artırımını otuz gün önceden tüketiciye bildirmek zorunda olduğu, kredi veren tarafından artırılan faiz oranının geriye dönük olarak uygulanamayacağı, tüketicinin bildirim tarihinden itibaren  en geç altmış gün içinde tüm borcu ödeyip kredi kullanmaya son verdiği takdirde faiz artışından etkilenmeyeceği hüküm altına alınmış, Mal veya hizmetin kredi kartı ile satın alındığı durumlarda, satıcı veya sağlayıcının, tüketiciden komisyon veya benzeri bir isim altında ilave ödemede bulunmasını isteyemeyeceği eklenmiştir.

 

SÜRELİ YAYINLAR

Yasa koyucu yeni bir düzenleme ile süreli yayın kuruluşlarının kitap, dergi, ansiklopedi, afiş, bayrak, poster, sözlü veya görüntülü manyetik bant veya optik disk gibi süreli yayıncılık amaçlarına aykırı olmayan kültürel ürünler dışında hiçbir mal ya da hizmetin taahhüdü ve dağıtımı yapamayacağını hüküm altına almış, bu amaçla kampanya düzenlenmesi halinde, kampanya süresi altmış günü geçemeyeceği, kampanya konusu mal veya hizmet bedelinin bir bölümünün tüketici tarafından karşılanmasının istenemeyeceği vurgulanmıştır. Böylelikle süreli yayın kuruluşlarının ( bir anlamda gazetelerin) tabak, çanak vb dağıtımı engellenmiştir.
Bu şekilde düzenlenen kampanyalarda kampanya konusu mal veya hizmetin teslim ve ifasını, kampanyanın bitiminden itibaren otuz gün içinde  yerine getirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

 

ABONELİK SÖZLEŞMELERİ

Kanunla her türlü abonelik sözleşmelerine taraf olan tüketicilere, isteklerini satıcıya yazılı olarak bildirmek kaydıyla aboneliklerine tek taraflı son verebilme hakkı verilmiş, satıcıya tüketicinin aboneliğe son verme isteğini, yazılı bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yerine getirme yükümlülüğü getirilmiştir. Süreli yayın aboneliğine son verme isteği ise; yazılı bildirimin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren günlük yayınlarda onbeş gün, haftalık yayınlarda bir ay, aylık yayınlarda üç ay sonra yürürlüğe girer. Daha uzun süreli yayınlarda ise, bildirimden sonraki ilk yayını müteakiben yürürlüğe konulur.
Bu şekilde son verilen abonelik sözleşmelerinde satıcı, abone ücretinin geri kalan kısmını hiçbir kesinti yapmaksızın onbeş gün içinde iade etmekle yükümlüdür.


FİYAT ETİKETİ

Yasa, perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine etiket konulma zorunluluğu getirmiştir. Bu etiketlerin; kolaylıkla görülebilir, okunabilir şekilde o malla ilgili tüm vergiler dahil fiyat, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içermesi gerekmektedir. Eğer etiket konulması mümkün olmazsa aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması gerekmektedir.
Eğer, etiket, fiyat ve tarife listelerinde belirtilen fiyat ile kasa fiyatı arasında fark varsa tüketici lehine olan fiyat üzerinden satış yapılır. Bu arada, Fiyatı; Bakanlar Kurulu, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları tarafından belirlenen mal veya hizmetlerin, belirlenen bu fiyatın üzerinde bir fiyatla satışa sunulması yasaklanmıştır.

 

GARANTİ BELGESİ

Kanunla imalatçı veya ithalatçılara ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi malları için Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca onaylı garanti belgesi düzenleme zorunluluğu getirilmiştir. Mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içeren garanti belgesinin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcı, bayi veya acenteye aittir. Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıldır. Ancak, özelliği nedeniyle bazı malların garanti şartları, Bakanlıkça (San. Tic. Bak.)  başka bir ölçü birimi ile belirlenebilir.
Satıcıya, garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlük getirilmiştir. 

Eğer tüketici onarım hakkını kullanmışsa ve garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arz ederse veya tamiri için gereken azami sürenin aşılırsa veya tamirinin mümkün bulunmadığı anlaşılırsa, tüketicinin bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme veya malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da  ücretsiz onarım isteme seçimlik haklarına sahiptir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

Yasa ayrıca yurt içinde üretilen veya ithal edilen sanayi mallarının tanıtım, kullanım, bakım ve basit onarımına ilişkin Türkçe kılavuzla ve gerektiğinde uluslararası sembol ve işaretleri kapsayan etiketle satılmasını zorunlu kılmıştır.

 

TİCARİ REKLAM VE İLANLAR

Ticari reklam ve ilânların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esas kılınmış, Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilânlar ve örtülü reklam yapılamacağı hüküm altına alınmış, Reklam verene, ticari reklam veya ilânda yer alan somut iddiaları ispatla yükümlülük getirilmiştir.
Ticari reklam ve ilânlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticari reklam ve ilânları incelemek ve inceleme sonucuna göre, yasada belirtilen hükümlere aykırı reklam ve ilânları  üç aya kadar tedbiren durdurma ve/veya durdurma ve/veya aynı yöntemle düzeltme ve/veya para cezası verme hususlarında görevli, çeşitli kuruluşlardan oluşan 25 kişilik bir Reklam Kurulu oluşturulacağı hüküm altına alınmıştır.

 

TEHLİKELİ MAL VE HİZMETLER

 Yasa ile tüketicinin kullanımına sunulan mal ve hizmetlerin kişi  beden ve ruh sağlığı ile çevreye zararlı veya tehlikeli olabilmesi durumunda, bu malların emniyetle kullanılabilmesi için üzerine veya ekli kullanım kılavuzlarına, bu durumla ilgili açıklayıcı bilgi ve uyarıların, açıkça görülecek ve okunacak şekilde konulacağı veya yazılacağı hüküm altına alınmış ve hangi mal veya hizmetlerin açıklayıcı bilgi ve uyarıları taşıması gerektiğini ve bu bilgi ve uyarıların şeklini ve yerini ilgili bakanlık ve diğer kuruluşlarla birlikte tespit ve ilânla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı  görevli kılınmıştır.
Tüketici Yasası ile  tüketicinin eğitilmesine ayrı önem verilmiş tüketicinin eğitilmesi konusunda örgün ve yaygın eğitim kurumlarının ders programlarına, Millî Eğitim Bakanlığınca gerekli ilaveler yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

TÜKETİCİ KURULUŞLARI

Tüketicinin sorunlarının, ihtiyaçlarının ve çıkarlarının korunmasına ilişkin gerekli tedbirleri araştırmak, sorunların evrensel tüketici hakları doğrultusunda çözülmesi için alınacak tedbirlerle, bu Kanunun uygulanmasına yönelik tedbirlere dair görüşleri, ilgili mercilerce öncelikle ele alınmak üzere iletmek amacıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının koordinatörlüğünde bir "Tüketici Konseyi" kurulacağı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, il ve ilçe merkezlerinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla en az bir tüketici sorunları hakem heyeti oluşturulacağı yasa ile hüküm altına alınmış, değeri beşyüz milyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunlu kılınmış, ve bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararların tarafları bağlayacağı ve bu kararların İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.
Değeri beşyüz milyon lira ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararların ise  tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilme hakkı getirilmiştir. Kararların bağlayıcı veya delil olacağına ilişkin parasal sınırların her yılın Ekim ayı sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde meydana gelen yıllık ortalama fiyat artışı oranında artacağı ve bu durumun, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca  her yıl Aralık ayı içinde Resmi Gazetede ilân edileceği belirtilmiştir.
ÜRETİMİN SATIŞIN DURDURULMASI VE MALIN TOPLATILMASI
Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olması durumunda Bakanlığa, tüketicilere veya tüketici örgütlerine, ayıplı seri malın üretiminin ve satışının durdurulması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için dava açabilme hakkı getirilmiş, Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi halinde, malın satışı geçici olarak durdurulacağı, Mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren en geç üç ay içinde malın ayıbının ortadan kaldırılması için üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı firma uyarılacağı, malın ayıbının ortadan kalkmasının imkânsız olması halinde malın, üretici-imalatçı ve/veya ithalatçı tarafından toplanılacağı veya toplattırılacağı ve toplatılan mallar taşıdıkları risklere göre kısmen veya tamamen imha edileceği  veya ettirileceği hüküm altına alınmış, ayıplı malları satın alan tüketicilerin uğradıkları maddî ve manevî zararlar nedeniyle dava açma haklarının saklı olduğu belirtilmiştir.

CEZALAR

Standart sözleşmelerle alakalı olarak Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırılığı tespit edilen her bir  sözleşme için 50.000.000 lira para cezası,
Güvenli olmayan malların piyasaya özürlüdür etiketiyle dahi arz edilmesi durumunda, ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında bulunan malın satıştan kaçınılması durumlarında, tüketici sözleşmelerinin taşıması gereken şekil şartlarını taşımaması durumunda, taksitle satış, devre tatil, paket tur  sözleşmelerindeki şekil şartlarına uyulmama durumlarında, kampanyalı satış sözleşmelerinde kampanya bitiş tarihi ve mal ve hizmetin ifa tarihinin belirtilmeme durumunda, kapıdan satış sözleşmelerinde, mesafeli sözleşmelerde, tüketici kredisi sözleşmelerinde, kredi kartı sözleşmelerinde şekil şartlarına uyulmama durumlarında, abonelik sözleşmelerinde abonelik son verme isteğinin yerine getirilmemesi durumlarında, fiyat etiketi, garanti belgesi, tanıtma ve kullanım kılavuzu ile ilgili esaslara aykırı hareket edenlere 100.000.000 lira para cezası,
Tüketici kampanyadan ayrılmaya karar verdikten sonra kampanyayı düzenleyen, mal veya hizmetin tüketiciye teslim tarihini geçmemek şartıyla tüketicinin o ana kadar ödediği tüm bedeli ödemekle yükümlüdür hükmü ve Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, ön ödeme tutarı, mal veya hizmetin satış bedelinin yüzde kırkından fazla olamaz hükmü ve kapıdan satış ile alakalı hükümlere yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 250.000.000 lira para cezası,
Tüketicinin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi için radyo ve televizyonlarda programlar düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar, Tüketici Konseyinin önerisi ile Bakanlıkça tespit ve ilân olunur hükmüne binaen  Bakanlıkça tespit ve ilân olunan usul ve esaslara aykırılığa 500.000.000 lira para cezası uygulanır. Eğer Aykırılık ülke düzeyinde yayın yapan radyo ve televizyonlarca gerçekleştirilmişse cezanın on katı uygulanır.
Tüketicinin kullanımına sunulan mal ve hizmetlerin kişi beden ve ruh sağlığı ile çevreye zararlı veya tehlikeli olabilmesi durumunda, bu malların emniyetle kullanılabilmesi için üzerine veya ekli kullanım kılavuzlarına, bu durumla ilgili açıklayıcı bilgi ve uyarılar, açıkça görülecek ve okunacak şekilde konulur veya yazılır hükmüne aykırı hareket eden üretici-imalatçı ve ithalatçı hakkında 1.000.000.000 lira para cezası, satıcı-sağlayıcı hakkında ise bu cezanın beşte biri uygulanır.
Tüketiciye sunulan mal ve hizmetler; ilgili bakanlıklar tarafından Resmi Gazetede yayımlanarak mecburi uygulamaya konulan standartlar dahil olmak üzere uyulması zorunlu olan teknik düzenlemeye uygun olmalıdır hükmüne aykırı  hareket edenler hakkında 2.000.000.000 lira para cezası uygulanır.
Süreli yayınların kampanya düzenlemesi ile ilgili hükme aykırı hareket edenler hakkında 5.000.000.000  lira para cezası uygulanır. Eğer aykırılık ülke düzeyinde yayım yapan süreli yayın ile gerçekleşmişse cezanın yirmi katı uygulanır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, ayrıca süreli yayın kuruluşundan kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilânın durdurulmasını ister. Bu isteğe rağmen aykırılığın devamı halinde, reklam ve ilânın durdurma zorunluluğunun doğduğu tarihten itibaren her sayı- gün için 100.000.000.000 lira para cezası uygulanır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilânın durdurulması talebi ile Tüketici Mahkemesine başvurur.

Ticari reklam ve ilanlarla ilgili hükümlere aykırı hareket edenler hakkında üç aya kadar tedbiren durdurma ve/veya durdurma ve/veya düzeltme ve/veya 3.500.000.000 lira para cezası uygulanır. Reklam Kurulu, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebilir. Eğer aykırılık aykırılık, ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar ile gerçekleşmiş ise, para cezası on katı olarak uygulanır.
Kampanyalı satışlarda malın teslim ya da hizmetin ifa süresi on iki ayı aşamaz. Konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar için bu süre otuz aydır ve Tüketicinin ödemeye ilişkin tüm edimlerini yerine getirmesi durumunda, malın teslimi ya da hizmetin ifası, ödemenin bitimini takiben en geç bir ay içinde yapılmak zorundadır hükmüne  hareket edenlere, kampanya konusu mal veya hizmetin fatura bedeli oranında para cezası uygulanır. Kampanyayı düzenleyen, tüketici kampanyadan ayrıldığında, para iadesinde bulunursa bu  ceza uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları, eğer fiil bir yıl içerisinde tekrarlanırsa  iki misli olarak uygulanır. Para cezaları her yıl başında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci madde hükümleri uyarınca artırılır.
Bu Kanunda yazılı fiiller hakkında diğer kanunlarda da para cezası öngörülmüşse ağır olan ceza uygulanır.

Hiç yorum yok: