25 Ekim 2018 Perşembe

TÜRK KAMU YÖNETİMİNDE KAMU KONUTLARI (LOJMAN) NIN SATIŞI SORUNUNA İLİŞKİN BİR DEĞERLENDİRME

Bu çalışma Mevzuat Dergisi Yıl 6 Sayı 64 Nisan 2003' te yayımlanmıştır

GİRİŞ

Barınma ihtiyacı; beslenme giyinme gibi insanın temel ihtiyaçlarındandır. Bu ihtiyacın karşılanmasının Devletin temel politikalarından biri haline gelmiş olması barınma sorununun çok yönlü bir sorun olduğunu göstermektedir.

Maslow’ un ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirttiği gibi; kişi, bazı ihtiyaçlarını karşıladığı sürece ( veya bazı ihtiyaçları karşılandığı sürece) diğer ihtiyaçlarının tatminine çalışır[1]. Bu tatminin kişide yarattığı faydanın oranı, kişinin başarılı olup olmamasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu başarı ise kişilerin kendi arzu ve istekleriyle davranarak belli bir amacı gerçekleştirmek için motive edilmelerinin bir sonucudur[2].
Bu çerçeveden bakıldığında barınma ihtiyacı, karşılandığı ( tatmin edildiği) sürece kişinin kendi işine sahip çıkacağı, işini daha iyi yapacağı çıkarsaması yapılabilir.
Bu çalışmada Devletin asli ve sürekli hizmetlerini yerine getiren kamu görevlilerinin barınma ihtiyacının Devlet tarafından karşılanmasında Cumhuriyetin ilanından sonra uygulanmaya başlanan ve son günlerde satışları ile gündemde olan kamu konutları ( lojman) uygulamasına değinilerek uygulamanın kamu yönetimimize getireceği artı ve eksiler incelenecektir.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE


1.        SOSYAL KONUT
Konut hakkı Anayasamızın 57 inci maddesinde yerini bularak Devleti bu hakkın kullanımın sağlanmasında sorumlu hale sokmuştur[3]. Nitekim maddede yer alan, Devletin konut ihtiyacını karşılayamayanlara özel tedbirler alarak yardımcı olacağı hükmü sosyal konut kavramını ortaya çıkarmıştır.
Kartal, sosyal konutu şöyle tanımlamaktadır.:“ Bütünü ya da önemli bir bölümü uzmanlaşmış Kamu kurumları ya da özel kurumlar tarafından genellikle düşük gelir kümesindeki kullanıcılar için ve kısmen de orta- alt ve orta gelir kümesine giren kullanıcılar için kentsel alanlarda veya ülkenin başka bölümlerinde üretilen konutlardır”[4].

2.        KAMU KONUTU (LOJMAN)
1982 Anayasasının 128 inci maddesinde tanımlanan[5] memur ve diğer kamu görevlilerinin görevlerini ifa ederlerken ortaya çıkabilecek olan barınma sorununun çözebilmek, onların bu açıdan motive edilmelerini sağlayabilmek için Kamu kurumlarınca satın alınarak veya kiralanarak yahut yaptırılarak onlara tahsis edilen konutlardır*.

B. KAMU KONUTLARININ TÜRLERİ

9 Kasım 1983 tarihinde kabul edilen 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu[6] ile 23 Eylül 1984’ te yürürlüğe giren Kamu Konutları Yönetmeliği[7]; kamu konutlarının tahsisini, oturma sürelerini, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin usul, esas ve ilkeleri belirlemiştir.
İlgili kanun ve yönetmeli; Kamu konutlarını tahsislerine göre; özel, görev, sıra ve hizmet tahsisli konutlar olmak üzere 4 ayrı türe ayırmıştır.

1.        ÖZEL TAHSİSLİ KAMU KONUTLARI
Bu tür kamu konutları, temsil özelliği olan makam ve rütbe sahiplerine tahsis edilen özel nitelikteki konutlardır.
Bu konutlardan kimlerin faydalanabileceği, yönetmeliğin 1 sayılı cetvelinde sayılmış ve konutların ısınma giderleri, demirbaş ve mefruşat giderleri ile aydınlatma, gaz ve telefon gibi temel ihtiyaçların giderlerinin ilgili kurum ve kuruluşlarca karşılanacağı belirtilmiştir.

Özle tahsisli konutlardan faydalanan; Cumhurbaşkanı, Başbakan, yurtdışında görevli Büyükelçi, Maslahatgüzar, Daimi Delegeler, Askeri Temsil Heyetleri Başkanları ve başkonsoloslardan kira bedelinin alınmayacağı fakat Bakardan, Müsteşarlardan, Yüksek Yargı Organları Başkanları, Milli güvenlik Kurulu Genel Sekreterinden, il Valilerinden, Diyanet İşleri Başkanından, Merkez Bankası Başkanından, Emniyet Genel Müdüründen, Kaymakamlardan ve rütbe sahibi Kuvvet Komutanlarından kira bedelinin alınacağı belirtilmiştir.

Yönetmelik, ayrıca; Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri ile Milli Güvenlik Konseyi yönetimi dönemindeki başbakana da kira bedeli alınmamak şartıyla özel nitelikte kamu konutu tahsis edileceğini eklemiştir.

Özel tahsisli konutların tahsisinde ayrıca tahsis kararı alınsız. Yönetmeliğin 1 sayılı cetvelinde belirtilen göreve seçilen veya atanan kimseler  bu haktan yararlanma hakkını kazanırlar.

Kendisine özel nitelikte kamu konutu tahsis edilmiş kişi, bu tahsise esas olan görevin ya da hizmetin devamı süresince bu konutta oturabilir. Tahsise esas görevin son bulduğu tarihten itibaren iki ay içerisinde, başka kuruma aynı veya eşdeğer bir göreve nakli yapılanların oturdukları lojmanlar ise en geç beş gün içinde boşaltılmak zorundadır.

2.        ÖZEL TAHSİSLİ KONUTLAR
Kamu kurum ve kuruluşların yetkili makamlarınca, personelin görevinin önemi ve özelliği, idareye yararlılığı, yetki ve sorumluluğu ile kilit bir görevde olmasından dolayı kendilerine kamu konutu tahsis edilmiş olan kamu görevlilerinin oturdukları konutlar görev tahsisli konut niteliğini taşır.

Bu tür kamu konutların kimlere tahsis edileceği yönetmeliğin 2 sayılı cetvelinde sayılmıştır.
Görev tahsisli kamu konutlarından faydalanmak için atama kararı yeterli olup ayrıca tahsis kararına gerek yoktur. bU hüküm, konutta otururken görev unvanı değişmesi halinde yeni görevi aynı cetvelde gösterilmiş olan kamu görevlisi için de geçerlidir.

Ayrıca; Yönetmeliğin 3 sayılı cetvelinde kendilerine eşyalı olarak görev tahsisli kamu konutlarının tahsis edilebileceği kimseler sayılarak bu tür konutların aydınlatma, ısınma, tamir, bakım gibi hizmetlerin giderlerin bedellerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca karşılanacağı belirtilmiştir. Bu konutlardan faydalananlardan kira bedelinin alınacağı, boşaltıldığı ve konuttan faydalanacak kimsenin olmaması halinde konutların Yönetmeliğin 2 sayılı cetvelde görev unvanları belirtilen kimselere belirtilen görevlerin sırasını takip etmek şartıyla tahsis edilebileceği eklenmiştir.

3.        SIRA TAHSİSLİ KAMU KONUTLARI

Bu tür kamu konutları; hizmet süresi, daha önce kamu konutlarından faydalanma durumu ve bunun süresi, çocuklarının ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin sayısı, gelir durumu, kamu konutlarından faydalanmak için beklenen süre, eşinin de 2946 Sayılı Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel olması gibi hususlar dikkate alınarak Yönetmeliğin 4 sayılı cetvelinde belirtilen puanlama esaslarına göre memurlara tahsis edilmiş konutlardır.
Sıra tahsisli kamu konutları, hak sahiplerine, yapılan puanlama sonucu puanı fazla olana, puanlar eşit ise hizmet süresi fazla olana, o da eşit ise yetkili dağıtım komisyonunca ad çekilerek tahsis edilir.
Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait sıra tahsisli kamu konutlarının hak sahiplerine tahsisi ise konutların kullanımına verildiği askeri birlikteki personelin görev ve unvanlarına bakılmaksızın puan sırasına göre yapılır.
İlgili konutlar herhangi bir şekilde boşaltılırsa, boşaltıldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde hak sahiplerine tahsis edilir.
Bu tür kamu konutlarında oturma süresi azami 5 yıl olup bu hüküm TSK personeline uygulanmaz. 5 yıllık sürenin dolması ve konut bekleyen personelin olmaması halinde memura, belli bir süre vermeksizin şartlı olarak oturmasına izin verilir. Sıra bekleyenin olması halinde, 5 yıldan fazla oturanlardan oturma süresi en fazla  olandan başlamak şartıyla konutun, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde boşaltılması gerekir.

4.        HİZMET TAHSİSLİ KAMU KONUTLARI
İstasyon, haberleşme, hudut karakolu, gözlem, araştırma, inşaat mahalli gibi meskun mahalden uzak, sosyal ve ekonomik zorlukları bulunan, ulaşımın kısıtlı olduğu yerlerde norma mesai saatleriyle sınırlandırılması mümkün olmadan görev başında bulunması gerekli personel ve koruma görevlisi, makam şoförü, kapıcı, kaloriferci gibi personel için inşa veya tefrik edilerek tahsis edilen bina, baraka, prefabrik yapı, şantiye eklentisi, tedil edilmiş veya edilmemiş karavan, kulübe ve benzeri konutlar olup yetkili makamlar tarafından tahsis edilen konutlara hizmet tahsisli kamu konutu adı verilir.

Yukarıda türleri açıklanan kamu konutlarının aylık kira bedellerinin tespiti, Maliye Bakanlığının koordinatörlüğünde Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar, İmar ve İskan Bakanlıkları temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından her takvim yılının başlangıcından en az 3 ay önceden belirlenir. Belirlenen bu bedeller Bakanlar Kurulu kararıyla yılbaşından itibaren uygulanmak üzere Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konur.

Kendisine kamu konutu tahsis edilmiş biriyle evli olanlar bu konutta oturdukları sürece kamu konutlarından yararlanamazlar. Bunun yanı sıra kamu konutlarından yararlananların yanlarında yalnızca kendisinin veya eşinin usul ve füru ile bağlı olan yakınları ile 3 üncü derece dahil olmak üzere hısımları veya gelenek ve ahlak kuralları gereği bakmak ve korumakla yükümlü oldukları kimseler oturabilir.
Konutlardan yararlanma süresi sona erenler kendilerine verilen süre içerisinde oturdukları konutları boşaltmazlar iseler, tahsise yetkili makam, ilgili askeri veya mülki makamlara başvurarak konutu kolluk kuvveti kullanarak boşalttırır.

C. KAMU KONUTLARININ BUGÜNKÜ DURUMU
26 Nisan 1996 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 1996 Mali Yılı Bütçe Kanununda, Genel Bütçeli dairelerin sahip oldukları lojman sayısı 198.787 olarak belirtilmiştir[8]. Katma bütçeli dairelerin sahip oldukları 29.191 adet lojman bu sayıya eklenince[9]ülkemizde 227.978 adet lojman olduğu anlaşılır. Bütçe Kanunu, yukarıdaki sayılara TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve Sayıştay’ın sahip olduğu lojmanları dahil etmemiştir*.
1996 yılı Bütçe Kanununa göre Genel Bütçeli Dairelerden en çok lojmana sahip olanlar şunlardır[10]:
KURUM ADI
LOJMAN SAYISI
Milli Eğitim Bakanlığı
58.201
Milli Savunma Bakanlığı
46.392
Emniyet Genel Müdürlüğü
35.592
Sağlık Bakanlığı
18.661
Jandarma Genel komutanlığı
10.352

Bunun yanı sıra, lojmanların kamu konutların türlerine göre dağılımı ise şöyledir[11]:
KAMU KONUTUNUN TÜRÜ
SAYISI
Özel Tahsisli Kamu Konutu
870
Görev Tahsisli Kamu Konutu
97.000
Sıra Tahsisli Kamu Konutu
130.000
Hizmet Tahsisli Kamu Konutu
34.000

1999 ve 2000 yılı Bütçe Kanunlarında yer alan sayılar şöyledir[12]:
YILLAR
GENEL BÜTÇELİ
DAİRELER
KATMA BÜTÇELİ DAİRELER
      TOPLAM
1999
204.455
30.329
      234.784
2000
200.229
29.729
      229.988

Bu sayılardan Genel Bütçeli Dairelerden en çok lojmana sahip olanlar şunlardır:
KURUM ADI
1999 YILI
LOJMAN SAYISI
2000 YILI
LOJMAN SAYISI
Milli Eğitim Bakanlığı
57.165
40.938
Milli Savunma Bakanlığı
47.806
56.424
Emniyet Genel Müdürlüğü
36.805
38.039
Sağlık Bakanlığı
19.738
19.319
Jandarma Genel komutanlığı
11.396
13.947

 D. KAMU KONUTLARINA İLİŞKİN SON GELİŞMELER

Başkent ilan edildikten sonra Ankara’yı cazip hale getirmek ve bürokratları burada tutabilmek için Kamu Konutu veya o zamanki adıyla “memur evleri” uygulaması fikri daha sonraları giderek “ her memura bir lojman sağlamak” politikasına dönüşmüştür. Bu durum, bugün 230 bin sınırına ulaşan devasa bir lojman imparatorluğunu ortaya çıkarmıştır.
Devleti küçültme esprisi hükümetlerin ekonomideki kaynak sıkıntını nasıl çözeceğine cevap aramasıyla örtüşünce kamu kurumlarına ait konutların satılması fikrini ortaya çıkarmıştır.
Bu fikir, ilk olarak 1994 yılında 5 Nisan Kararları çerçevesinde kanunlaştırılmaya çalışılmış fakat Cumhurbaşkanı tarafından; “ ev kiraların yüksek olduğu şehirlerde lojman uygulamasından vazgeçilmesi, devlet memurlarını ekonomik yönden sıkıntıya düşüreceğinden, özellikle Devletin öneme haiz personelin istihdamında büyük güçlüklerle karşılaşılacaktır” gerekçesiyle veto edilmiştir[13]. cumhurbaşkanının bu satışı onaylamamasının bir başka sebebi ise satışı Sosyal Devlet ilkesine aykırı bulması ve kamu konutlarını memurların yetmiş yıllık kazanılmış hakkı olarak görmesi idi[14].
Kamu konutlarının satışının tekrar gündeme gelmesi RP-DYP koalisyon hükümeti döneminde olmuştur. TBMM satıştaki son düzenlemeleri içeren ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Mülkiyetinde bulunan, bir hizmeti için gerekli olmayan taşınmaz malların- kamu konutları da bunun içindedir- tasfiye edilmesindeki ilke ve yöntemlerin belirlenmesinde Bakanlar Kurulunu yetkili kılan bir Kanun yayımlayarak satış sürecini hızlandırmıştır[15].
Bu Kanun, Genel ve Katma Bütçeli İdareler ile İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bunların kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara ait konutların, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları hariç olmak üzere özel kanunlarla veya bu kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan bankalar ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarına ait konutlar ve kanunlarla kurulan fonlar, kefalet sandıkları ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatına ait konutların satışını içermektedir[16].
Kanun ayrıca, başta özel tahsisli ve hizmet tahsisli konutlar olmak üzere stratejik öneme sahip, savunma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılan konutların satılamayacağını belirtmiştir.
Kamu gereksinmelerinin katrilyonlarca TL’ ye dayanması ve bunun finansmanının bir kısmının kamu konutlarının satışı ile karşılanmak istenmesi, satıştan elde edilecek gelirin faydasının, kamu konutu uygulamasıyla elde edilen faydaya oranı ne olabilir sorunusun akıllara getirmektedir.

DEĞERLENDİRME

Bütün bu bilgiler doğrultusunda ortaya şu tablo çıkmaktadır:
Öncelikle kamu konutlarının satış süreci başladığı zaman bunların hemen satılamayacağı, bunun uzun zaman alacağı ve kısa vadede gelir elde edilemeyeceği açıktır.
Konut sorununu düşük kira bedelleri sayesinde biraz olsun çözümleyebilen düşük gelirli memurların sosyo-ekonomik düzeninin bu satıştan sonra bozulacağı açıktır. Kaldı ki, satışlarda alım önceliği memurlara tanınsa bile zaten geliri az olan memurların bu lojmanlara talip olmayacağı aşikardır.
Diğer taraftan kamu konutu uygulamasıyla nitelikli elemanları elinde tutabilen Devletin satış sonrası bunu sağlayabilmesi de zordur.
Madalyonun öbür yüzünde şöyle bir tablo vardır:
Kamu konutu hakkından yararlananlar yararlanmayanlara oranla düşük kira bedelleri sayesinde daha şanslı olduklarından kamu görevlileri arasında adaletsiz bir durum ortaya çıkmaktadır.
Ülkemiz için tam bir karmaşa olan bu sorunun çözüme kavuşturulması için şunlar yapılabilir;
Güvenlik için gerekli olanlar ile stratejik öneme haiz olanlar dışındaki tüm kamu konutlarının tasfiye edilerek satılması gerekir. Fakat, buradaki  amaç ekonomide kaynak sağlamak değil mevcut olan kaynak israfını önlemek olmalıdır.
Diğer taraftan kamu konutlarının satışı gerçekleşmediği takdirde; özellikle sıra tahsisli konutlar için azami beş yıllık oturma süresinin iyi bir şekilde işletilmesini sağlamak gerekir. Ne var ki; lojmana bir defa giren bir daha çıkmamaktadır. Bunun yanında kendisine veya eşine ait bir konutu (evi) olan memurlara kesinlikle lojmandan faydalanma hakkı verilmemelidir.
Kamu konutu uygulamasından faydalanamayan kamu görevlilerine ödenen lojman tazminatının* komik rakamlardan kurtarılarak rasyonel seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Bu seviye belirlenirken her şehir için ayrı ayrı ortalama kira durumu tespit edilmeli ve bunun en az % 30’ u lojman tazminatı olarak verilmelidir.
Lojmanlardan faydalalanlardan alınan kira bedelleri de arttırılarak az önce belirlenen en az % 50’si kira bedeli olarak alınmalıdır.
Netice olarak, hükümetlerimiz ekonomideki kaynak sıkıntısını her şeyden önce özelleştirmenin diğer safhalarını tamamlamak suretiyle gidermeleri gerekmektedir. Ülkemizde zarar eden bunca KİT varken bunların satışını bir kenara bırakıp lojman gibi diğer şeylerin satışına yönelmek tutarlı bir davranış değildir.
    
KAYNAKÇA
¨    Dereli, Toker, Organizasyonlarda Davranış, Okan yy, İstanbul, 1985
¨    Gözübüyük, Şeref, Yönetim Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara, 199,
¨    Kartal, Kemal, “ gecekondu türü yaklaşımlardaki değişimler ve kurumlarca üretilen sosyal konuta geçme zorunluluğu”,Amme İdaresi Dergisi, C.18, S.3, 1985
¨    Keleş,Ruşen, “ Türkiye’de konut Kooperatifçiliği”, kooperatifçilik Dergisi, Ankara, 1972, S.18
¨    Koçel, Tamer, İşletme Yöneticiliği, Beta Basım, 4. Baskı, İstanbul, 1993
¨    Milliyet Gazetesi, 26 Mayıs 1994
¨    Özer, Atilla, “ 1982 Anayasasında Sosyal Devlet anlayışı içinde konut problemi”.Konut Kooperatifçiliği Semineri, Kooperatifçilik Kurumu yy, Ankara,1985
¨     Radikal Gazetesi, 8 Kasım 1996
¨    Resmi Gazete, 11.11.1983 tarih ve 18218 sayılı.
¨    23.09.1984 tarih ve 18524 sayılı.
¨    26.04.1996 tarih ve 22622 sayılı (mükerrer).
¨    Resmi Gazete, 12.09.1996 tarih ve 22755 sayılı
¨    Sabah Gazetesi, 21 Temmuz 1996
¨    Tortop, Nuri, Personel Yönetimi, İlk-san Matbaası, Ankara, 1989
¨    Tutum, Cahit, Personel Yönetimi, TODAİE yy, Ankara, 1979
¨    Zaman Gazetesi, 28 Ekim 1996





* Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Kontrolörü
[1] Dereli, Toker, Organizasyonlarda Davranış, Okan yy, İstanbul, 1985,s.189,
[2] Koçel, Tamer, İşletme Yöneticiliği, Beta Basım, 4. Baskı, İstanbul, 1993, s.363, Cahit Tutum, Personel Yönetimi, TODAİE yy, Ankara, 1979, s.173 vd.
[3] Özer, Atilla, “ 1982 Anayasasında Sosyal Devlet anlayışı içinde konut problemi”.Konut Kooperatifçiliği Semineri, Kooperatifçilik Kurumu yy, Ankara, 1985, s.38.
[4] Kartal, Kemal, “ gecekondu türü yaklaşımlardaki değişimler ve kurumlarca üretilen sosyal konuta geçme zorunluluğu”,Amme İdaresi Dergisi, C.18, S.3, 1985, s.161, ayrıca bkz, Keleş,Ruşen, “ Türkiye’de konut Kooperatifçiliği”, kooperatifçilik Dergisi, Ankara, 1972, S.18,s.6
[5] Gözübüyük, Şeref, Yönetim Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara, 1994,s.147, Tortop, Nuri, Personel Yönetimi, İlk-san Matbaası, Ankara, 1989, s.37.
* 26 Nisan 1996 ve 226222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1996 yılı Mali Bütçe Kanununda “ kamu Konutu” yerine “ lojman” kavramı da kullanılmıştır. Bu çalışmada kamu konutu ile lojman kavramları aynı manada kullanılmıştır.
[6] Resmi Gazete, 11.11.1983 tarih ve 18218 sayılı.
[7] Resmi Gazete, 23.09.1984 tarih ve 18524 sayılı.
[8] Resmi Gazete, 26.04.1996 tarih ve 22622 sayılı (mükerrer).
[9] Radikal Gazetesi, 8 Kasım 1996
* Bu makale ilk olarak o tarihlerde satışları gündemde olduğu için 1996 yılında hazırlanmış ancak yayımlatılmamıştır. Bugün, Ülkemizdeki ekonomik açmazlara çözüm çerçevesinde kamu konutlarının satışları tekrar gündeme gelmiştir. 1996 yılındaki rakamları burada vermek bugünkü durumla karşılaştırma yapmak açısından önemlidir.
[10] Resmi Gazete, 26.04.1996 tarih ve 22622 sayılı( mükerrer)
[11] Sabah Gazetesi, 21 Temmuz 1996
[12] Bilgiler http//www.bumko.gov.tr/WEB/butcekanunu adresinden alınmıştır.
[13] Milliyet Gazetesi, 26 Mayıs 1994
[14] Zaman Gazetesi, 28 Ekim 1996
[15] Resmi Gazete, 12.09.1996 tarih ve 22755 sayılı
[16] Zaman Gazetesi, 28 Ekim 1996
* Bunun üst sınırı şu anda 600.000 TL dir.

Hiç yorum yok: