25 Ekim 2018 Perşembe

TÜRK YEREL YÖNETİMLERİNE YENİDEN BİR BAKIŞ (2)

Bu çalışma Mevzuat Dergisi Yıl 5 Sayı 50 Şubat 2002' de yayımlanmıştır

YENİ BİR YETKİ VE GÖREV BÖLÜŞÜMÜ İHTİYACI
A-. GENEL OLARAK
Merkezi yönetimin kamu hizmetlerini sunma yönünden tıkanması, kamu hizmetlerine ilişkin hemen hemen tüm görev, yetki ve sorumlulukların merkezde toplanması ülkemizde yerel yönetimlerin kamusal etkinliklerini ortadan kaldırmaktadır.
Kamu hizmetlerinin nerede, nasıl ve ne oranda yapılacağının tek tek merkezi yönetim tarafından planlanması ve yapılacak her bir değişikliğin merkez’ in onayına bağlı olması, hizmetlerle ilgili personele ilişkin işlemlerin merkezden izlenmesi kamusal hizmetlerin etkili, hızlı ve ekonomik olarak yerine getirilmesini engellemektedir (Çoker 1993: 3-4).
Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında, hangi hizmetlerin merkezi yönetim hangi hizmetlerin ise yerel yönetim kuruluşları tarafından yapılacağının belirlenmesi şeklinde kısa tanımı yapılan görev bölüşümünde amaç, hizmetlerin halka en iyi şekilde götürebilecek kuruluşlar tarafından yapılması ve ölçüt olarak da hizmetlerin yapılmasında etkililiği ve verimliliği sağlayabilecek kuruluşun seçilmesidir( Tortop 1999: 39). Bu şekilde, kamusal ve yarı kamusal hizmetlerden hangilerinin merkezi yönetim hangilerinin yerel yönetimler tarafından görüleceğinin saptanması belirlenmektedir (Nadaroğlu 1978:82)
Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki ilişkilerin sekteye uğraması ve zaman zaman da kopma noktasına gelmesi iki birim arasında çıkabilecek en önemli sorun olarak görülmektedir ( Özer 1999:31). Bunun en önemli nedeni ise iki birim arasındaki görevlerin ve yetkilerin paylaşımı gösterilmektedir. Bu sebepten dolayı da, kamu hizmetlerin hangilerini merkezi yönetim, hangilerini yerel yönetimlerin yerine getireceği, bunların belirlenmesinde hangi kriterlerin esas alınacağı sürekli olarak ve her platformda tartışılmaktadır.
Kamu hizmetlerinin topluma etkili ve verimli bir şekilde sunulmasında yükümlü olan devlet, toplumsal gelişme ve değişimlere paralel olarak kalitesinde ve sayısında değişiklikler gösteren toplumsal gereksinmelere cevap verebilmek için, kendi yapı ve hizmet görme anlayışında da değişim yapmak ve gelişmelere ayak uydurmak zorundadır (Özel 2000: 42). Bu doğrultuda merkezi yönetimin hangi görevleri, ne şekilde ve ne kadar yerine getireceği, hangi görevleri yerel yönetimlere bırakacağı sorusunun cevaplanması gerekmektedir (TODAİE 1992:62).
Hizmetlerin ve görevlerin paylaşımında idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde hareket edilmektedir ( Aktan 1974:103).
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki ilişkiler; yerel yönetimlerin milli kamusal hizmetlerin yerel düzeyde yürütülmesiyle sorumlu, merkezin yerel alandaki temsilcisi olduğu kuramı ile yerel yönetimlerin bağımsız otoriteler olduğu ve merkezle arasındaki ilişkilerin eşit ortaklar arasındaki ilişki olduğu ortaklık kuramına dayanmaktadır (Bilgiç 1998:27). 
Yerel yönetimlerde yeniden yapılanmayı gerektiren nedenleri Geray şu şekilde özetlemektedir (1993: 14-15):
1.             Yerel yönetim birimlerimiz çağdaş toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, katılımcı, saydam, etkin, verimli bir yönetim yapısına sahip değildirler.
2.             Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında, etkinliği ve demokrasiyi sağlayacak ve arttıracak şekilde görev ve yetki paylaşımı yapılmış değildir.
3.             Yerel yönetimlere, kendilerine verilen görev ve yetkileri yerine getirmek için yeterli mali kaynaklar sağlanamamıştır.
4.             Yerel yönetimlerimizin yapısı, yüklendikleri görevleri ekonomik, etkin ve demokratikliği arttıracak şekilde yerel halkın yönetime ve denetime katılımına imkan vermemektedir.
5.             Yerel yönetim personelinin hukuki durumları, toplumsal güvenceleri, hizmet içi eğitimleri belirli kurallara bağlanmamıştır.
6.             Merkezi yönetimin aşırı merkeziyetçiliği yerel yönetimlerin özerk ve demokratik birer yapıya kavuşmalarına imkan vermemektedir.
7.             Merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin kararları, organları, işlemleri ve personeli üzerindeki ağır yönetsel vesayet yerel yönetimlerin gelişmesini engellemektedir.
Yukarıda maddeler halinde sayılan nedenler kalkınma planlarında da genel ifadelerle yer almıştır. Nitekim Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kamu yönetimi reformuna ilişkin önerilerin temel dayanağı olan sorunlar “Sosyal Gelişmeler” başlığı (s.14) altında şu şekilde ifade edilmiştir:
“Kamu yönetiminin hem merkezde hem de yerelnde yeniden yapılanması gereği devam etmektedir. Merkezi idare ve yerel yönetimler ve aynı yöredeki yerel yönetim birimleri arasındaki koordinasyon eksikliği sürmektedir. Yerel ve merkezi idare arasında hizmet ve kaynak dengesi kurulamamış, yerinden yönetim ilkesi çerçevesinde yerel yönetimler güçlendirilememiştir. Yerel nitelikli hizmetlerin büyük ölçüde merkezi idare tarafından yerine getirilmesi, halkın ihtiyaçları karşısında etkili bir programlama yapılamaması idari etkinliği olumsuz yönden etkilemekte, yerel yönetimlerin idari ve mali sorunlarının çözümünü merkezi idareden beklemesine yol açmaktadır. Aşırı merkezileşme sonucu görev, yetki, sorumluluk ve kaynak dağılımı açısından karmaşık bir idari, mali ve hukuki yapı oluşmuş, kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve rasyonel kaynak kullanımı gerçekleştirilememiştir.”
Kalkınma planında da yapılan saptamada da merkezileşmenin aşırı ölçüde olması sorunların kaynağı olarak gösterilmişi, sorunların çözümünün ise yerinden yönetim ilkesi çerçevesinde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olarak ifade edilmiştir.
Merkezi yönetim ile yerel yönetimlerarası hizmet bölüşümünde gözönünde tutulması gereken ilk husus kamusal veya yarı kamusal hizmetlerden hangilerinin merkezi idare hangilerinin yerel yönetimler tarafından görüleceğinin belirlenmesidir.
Bu belirlemede en çok, klasik bir yöntem olan, ülkenin tamamını ilgilendiren, ülke vatandaşlarının tümünün ortaklaşa yararlandıkları milli savunma, adalet gibi hizmetlerin merkezi idare, sadece yerel halkın yararlandığı park, bahçe, itfaiye gibi hizmetlerin ise yerel yönetimler tarafından görülmesi yöntemi uygulanmaktadır (TOBB 1996: 15, Nadaroğlu 1978:87).
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arası yetki ve görev bölüşümünün yeniden yapılabilmesinde temel ilke kamu görevlerinin halka en yakın yönetim birimlerince yerine getirilmesi olmalıdır. Yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasındaki iş bölümündeki tarihsel gelişme sürekli olarak merkezi yönetim lehine olması (Tekeli 1983:6), Yerel yönetimlerin sorumlu oldukları kamu hizmetlerin zaman içerisinde çıkarılan yasalarla merkezi yönetimin görev alanına girmesi, hizmetlerin görülmesinde basitlik, ucuzluk ve çabukluk kavramlarının yerini pahalı, geç ve zor hizmet sunma kavramlarının almasına neden olmuştur.
Yerel yönetimleri merkezi yönetimin “ yerinden yönetim” birimlerinden ayıran temel özellik, karar organlarının doğrudan halk oyuyla seçilmiş olmasıdır. Yetki alanları içinde kendilerine yasalarla verilmiş olan hizmetleri kendi öz kaynakları ile gerçekleştirebilmeleri yerel yönetimlerin diğer özellikleridir.
Hizmetin faydasının dağıldığı alan ve dışsallıklar, hizmetlere olan talebin optimum düzeyde belirlenmesi ve üretim ünitelerinin optimum ölçekte kurulması hususlarının teorik plandaki çalışmalarda hizmet bölüşümünde göz önünde tutulması gerektiğine işaret edilmektedir (TOBB 1996:15).
Hizmetlerin merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki bölüşümünde iktisadi kriter ve geleneksel kriter olmak üzere iki kriter önerilmektedir ( Nadaroğlu 1978: 82-88). İktisadi kriterde hizmetin faydasının yayıldığı alan ve dışsallıklar ile hizmetlere olar talebin optimum bir şekilde belirlenmesi ve bu suretlede en iyi etkinliğin sağlanabilmesi için hizmetin hangi idareye bırakılması gerektiğinin saptanması önem kazanmaktadır. Görev bölüşümünde azalan verimler ilkesine dikkat edilmesi, hizmetler görülürken hizmetin gerektirdiği optimum işletme büyüklüğü, faaliyet alanlarının genişliği önem kazanmaktadır.
Geleneksel kriterde dikkat çeken husus, hizmetin niteliği olup ulusal düzeyde bölünmezlik ve mahrum edilmezlik özelliğine sahip milli savunma, adalet gibi hizmetlerin merkezi yönetimce, diğer hizmetlerin yerel yönetimlerce yerine getirilmesidir. Bazı hizmetlerin nitelikleri gereği ülke genelini ilgilendirmesi, bazı hizmetlerin yerel yönetimlerce yerine getirilerek bölgesel değerlendirilmesi merkezi yönetimin bölgesel değerlendirilen hizmetlerin yerine getirilmesinde yerel yönetimlere yardım etmesi sonucunu doğurmaktadır.
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında görev bölüşümü yapılırken belirli ölçü ve kriterlere uyulmadığı için bazı dengesizlikler ortaya çıkmış, yerel yönetimler güçlerinin çok ötesinde bazı görevleri yapma zorunluluğu, toplum ihtiyaçlarında meydana gelen hızlı değişikliklerin bazı teknik hizmetlerin merkezi yönetim yolu ile daha kaliteli ve verimli olarak yürütülmesi olanakların belirlemesi bir çok yerel yönetim hizmetinin yerel dışındaki birimler tarafından yürütülmesini zorunlu kılmıştır.
Görev ve hizmet paylaşımında, kamu görev ve hizmetlerin yerine getirilmesinde insan faktörü, yörenin kaynakları, ekonomik ve teknolojik eşitlikler önemli yere sahiptir (DPT 1994: 37).
Görev ve hizmet paylaşımında göz ardı edilmemesi gereken husus, merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin birbirlerinin rakibi değil tamamlayıcısı olduklarıdır.
Yerel yönetimlerin yetki ve görevleri hakkında kanun tasarısı taslaklarında da belirtildiği gibi; idarenin bütünlüğünü kamu görevlerinde birliği ve toplum yararının korunmasını sağlamak amacıyla ülke genelinde politika ve standartlar yerel yönetimlerin de katkısı sağlanarak merkezi yönetimce belirlenmelidir.
7. 5 Yıllık Kalkınma Planında da belirtiliği gibi; kamu yönetimin yeniden yapılandırılmasında devletin hangi faaliyetleri yürüteceği, hangi faaliyetlerin yürütülmesinde destekleyici, yol gösterici olacağına karar verilmeli ve bu çerçevede kamu hizmetleri yeniden değerlendirilmeli, katılımcı ve halka dönük bir yönetim anlayışın yerleştirilmesi esas olmalı, tüm kamu kurum ve kuruluşları üstlendikleri görevle uyumlu bir teşkilat yapısına kavuşturulmalıdır (7. BYKP: 99).
Görev ve hizmet paylaşımının yeniden yapılanmasında; yerinden yönetim ilkesine daha fazla işlerlik kazandırılmalı, merkezi yönetim sahip olduğu yetkileri yetki genişliği ilkesi gereğince taşra kuruluşlarına devredilmeli, yerel yönetimler halkın katılımı açılarından güçlendirilmelidir.
Adalet, genel güvenlik, milli savunma ve dış politika görevleri gibi ulusal düzeyde bölünmeleri mümkün olmayan görevler dışında kalıp halkın  ortak yerel ihtiyaçlarını karşılayan görevler yerel nitelikteki görevlerdir. Bu görevlerin yerel yönetimlerce yürütülmesiyle etkinlik, hız ve verimlilik daha etkin bir biçimde sağlanır.
Yerel yönetimler kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getirirken bu arada, kanunların yasaklamadığı veya başka yönetimlere verilmeyen yerel nitelikli kamu görevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkiye sahip olmalıdır.
Merkezi Yönetim ile Yerel Yönetimler arası yapılacak yeni görev ve yetki bölüşümünde, idarenin bir bütün olarak daha iyi işleyen, daha verimli kaynak kullanan  ve daha kolay hizmet üretebilen bir yapıya kavuşturulmasına, hizmet üretme payının % 15’ lerden daha üst oranlara çıkarılmasına, yerel hizmetlerin yerinden yönetim ve hizmette halka yakınlık ilkesine uygun olarak yerel yönetimlerce yürütülmesini sağlanmasına, yerel yönetimler üzerindeki gereksiz vesayet uygulamalarını kaldırmak suretiyle yerel yönetimleri kendi kişiliklerine kavuşturulmasına ve yerel yönetimlerde daha şeffaf ve katılımcı bir yönetim oluşturulmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.
Yerel yönetimlerin görevleri arasında olup aynı zamanda merkezi yönetimce de yürütülmekte olan; bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların görevleri arasında olan görevler merkezi yönetimden yerel yönetimlere devredilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde ve daha somut bir ifade ile; Adalet, savunma, güvenlik, dış politika, maliye (konsolide bütçe uygulamaları dahil), dış ticaret ve gümrük, tapu ve kadastro, nüfus, sivil savunma ve din hizmetleri, Milli eğitim, sağlık (koruyucu sağlık, aile planlaması ve ana-çocuk sağlığı), tarım, su ürünleri, gıda ve sosyal güvenlik hizmetleri, Ormanların yönetilmesi, işletilmesi ve gözetilmesi, toprağın, doğal kaynakların ıslahı ve geliştirilmesi ve ekolojik dengenin korunması hizmetleri, Ulusal ve bölgesel nitelikli olan veya ulusal ve bölgesel düzeyde bir bütünlük içinde yürütülmesi gereken diğer hizmetler, ulaşım, haberleşme, temel sağlık hizmetleri,  bölgesel veya ulusal düzeyde olan veya ulusal bütünlük içerisinde yürütülmesi gereken hizmetler, yerel yönetimlerin güçlerini aşan hizmetler ile hizmetlere ilişkin politika, hedef ve standart belirleme görevleri merkezi yönetim tarafından, temel sağlık hizmetleri, içme suyu temini ve dağıtımı, kanalizasyon atık sularının toplanması ve arıtımı, sulama sularının yönetimi, çöp ve katı atık yönetimi, çevre yönetimi, kentsel büyüme ve yapılaşma, ulaşım, toplu taşımacılık, tüketicinin korunması, gıda kontrol, yerel turizmin teşviki, kültürel çalışmalar, yerel ekonominin ve ticaretin geliştirilmesi, toplu konut ve gecekondu ıslahı gibi alanlarda yerel yönetimler sorumlu olmalıdır (Yaşamış 1995: 437; 1993:15). Bir yerel yönetimi tarafından kaynak ve teknik yetersizlikler nedeniyle yerine getirilemeyen görevler gerekirse başka bir yerel yönetim birimiyle beraberce yerine getirilmesi gerekir.
Merkezi idareye ayrıca, hizmetlerin; koordinasyonu ile denetimi ile ülke düzeyinde dengeli yürütülmesini sağlama ve yerel yönetimlere rehberlik etme görevi verilmelidir.
Yerel yönetimlere devredilen görev ve yetkiler hizmet kapasitesi ve optimal hizmet alanı ile halka yakınlık ilkeleri doğrultusunda il özel idareleri, belediyeler ve köyler arasında bölüştürülmelidir.
Merkezi yönetim, yerel yönetimlerin hesap ve işlemlerini idarenin bütünlüğü kamu görevlerinde birlik ve toplum yararı amacıyla denetleyebilmelidir. Merkezi yönetim yerel yönetimlerin yaptıkları işlemleri yasalara, tüzüklere, yönetmeliklere uygunluğu açısından denetlemekten öteye geçmemeli yapılan işlemin toplum yararına olup olmadığını denetleme hakkına sahip olmamalıdır. Denetim ancak hukuka uygunluk denetimi olmalı yerindelik denetiminden vazgeçilmelidir. 
Merkezi yönetimin yerel yönetim ile ilgili görevleri şu şekilde olmalıdır (Yalçındağ 1993:135-137):
Yerel yönetimlere bırakılan görevlerin yerine getirilmesinde asgari standartları saptamak, yerel yönetimlere teknik ve mali yardım sağlamak, onları  geliştirmek amacıyla personelini eğitmek, yerel yönetimlerle ilgili araştırmalar yapmak, yerel yönetimlere ilişkin temel düzenlemeleri yapmak ve yerel yönetimler arasındaki eşgüdümü sağlamak (Güler 1998:7), hukuka uygunluk denetimi yapmak amacıyla koordinatör bir bakanlık kurmak.
Yetki ve görev bölüşümünde yerel yönetimlerin görevleri belirlenirken herhangi bir sınıflandırmaya gidilmemeli, esneklik esas alınmak suretiyle kim neyi en iyi şekilde yapabiliyorsa yapabilmeli, yerel yönetimler kendi örgütlerini ihtiyaçlarına göre kurma ve düzenleme yetkisine sahip olmalıdır (Tortop 1992:21).
B- BELEDİYELER
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arası yetki ve görev bölüşümünde en çok tartışılan, eleştirilen, yerel yönetim kuruluşlarının kilit taşı olarak görülen belediyelerde yapılması gereken ilk şey, belediyelerin tabi bulunduğu iki organik kanunun tek bir kanun haline getirilmesi, günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen maddelerinin uluslar arası planda meydana gelen değişiklikler göz önüne alınmak suretiyle yeniden yazılmasıdır (TOBB 1996:119-120).
Varlık nedeni kentlerin geliştirilmesi ve kentleri halkının ortak ihtiyaçlarını karşılamak olan belediyelere yerinden yönetim ilkesine uygun olarak, kentlerin geliştirilmesi ve kent halkının esenlik, refah ve düzenli bir yaşama kavuşturulup devam ettirilmesi için yerel kamusal hizmetlerin öncelikle kent yönetimince üstlenilmesi ve yürütülmesi amaçlanmalıdır.
Belediyeler, belediye sınırları içerisinde yapılmak, işletilmek ve gerektiğinde devretmek suretiyle aşağıda yazılı hak, yetki ve imtiyazlara sahip olmalıdır. Mahalle kurulması, kaldırılması, ad ve sınırlarının değiştirilmesine ilişkin belediye meclisi kararlarının onaylanması hususunda valiye tanına yetki kaldırılmalı, meclis kararı yeterli olmalıdır.
Gelişmiş ülke uygulamalarını da göz önünde buludurarak (Tutum 1994: 105) nüfusu 500 den büyük olan köyler belediye statüsüne kavuşturulmalıdır (TODAİE 1992:192).
Küçük belediyelerin, uzman personel, araç ve gereç yokluğu gibi nedenlerle yerine getiremediği hizmetler , onların hizmet alanları içerisindeki ilçe yerel yönetimince kullanılmalıdır (TODAİE 1992:193).
Yapılacak yetki ve görev bölüşümünde,  Belediyelere;
a.                Eğitim Alanında
Belediyenin sorumluluk alanı dahilinde bulunan ilköğretim, lise ve meslek okulu gibi okulların yapımı ve bakımı ile bu okullarının arsa, araç, gereç gibi ihtiyaçlarını gidermek, Kent halkı için kütüphaneler yapmak, eğitim bursları vermek,
b.                Sağlık ve Sosyal Yardım Alanında
Hastahane, sağlık ocağı, sağlık merkezi, dispanser, doğum evi, ana ve çocuk sağlığı kurmak ve işletmek, Halk sağlığını yakından ilgilendiren yenilecek ve içilecek maddelerin üretildiği, satıldığı ve saklandığı yerleri denetleme, kamu sağlığını koruyucu tedbirler almak, sağlık tesisleri ile ilgili taşınmaz mal satın almak ve kiralamak, sağlık kurumlarının genel giderlerini karşılamak, bu tesislerin personelini atamak ve denetlemek, Belediye sınırları içerisinde ikinci ve üçüncü sınıf gayri sihhi müesseselerinin açılmasına izin verme yetkisinin ilçe belediyelerine bırakılması, birinci sınıf gayri sıhhi müesseselere izin vermek, Yaşlılar ve kimsesizler için yerler inşaa etme, işletme, bu amaçla gerekli arsa ve personel sağlama, Korunmaya muhtaç çocuklar ile dilenenleri ilgili kurumlarla işbirliğine gitmek suretiyle topluma kazandırma, Umuma açık yerlerde satılan malların temizlik ve sağlığa uygunluğunu denetleme,
Kent halkına sağlıklı, kullanışlı  ve yeterli içme suyu sağlama, bu amaçla tesisler kurma, kurdurma, işletme, işlettirme, bakım ve onarımlarını yapma, yaptırma, Pis ve atık suların kamu sağlığını tehlikeye sokmasını önleyici tedbirler alma, kanalizasyon, arıtma tesislerini kurma, Hava, su ve toprak kirliliğine karşı önlemler almak, doğanın korunmasını sağlamak bu konularda kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliğine gitmek,Sağlık şartlarına uygun şekilde umumi helalar yapmak ve işletmek, Kent halkının sağlığını olumsuz etkileyen ve hava kirliliğine yolaçan niteliksiz yakıt araçların kent dahilinde kullanılmasını önlemek, Mezarlıklar tesis etmek, salgın ve bulaşıcı insan ve hayvan hastalıklarının önüne geçmek için tedbirler almak, genel sağlığı ve çevre sağlığını ilgilendiren başka konularda önlemler almak, Yöre ihtiyaçları doğrultusunda sosyal konut üretme, bu amaçla hazine arazilerinin belediyelere devredilmesi,
c.                Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Alanında
Yörenin ekonomik gelişimini özendirme ve yardımcı olmak amacıyla bürokratik işlemlerin azaltılması, kurulacak tesisler için arsa sağlama,  Toptancı ve perakende gıda satış halleri kurma, kurdurma,pazaryerleri, açık artırma yerleri, sergi, panayır ve fuarlar açma, Hayvan pazarları kurma, yakacak depoları yapma, halkın ihtiyaçları doğrultusunda belediye fırınları yapma ve işletme,
d.                Kültür ve Turizm Alanında
Turizme katkısı olacak olan yerlere yatırım yapma, turizm potansiyelini geliştirici önlemler alma, konaklama tesislerini yapma, yaptırma, bunları işletme, işlettirme, Çevrenin turistik özelliklerini tanıtıcı yayımlar yapma, festivaller düzenleme, Kent kitaplıklarının kurulması, buralarda personel istihdamı,
e.                Bayındırlık ve İmar Alanında
Kent dahilinde sağlıklı bir kentleşmenin oluşmasını sağlayıcı tedbirler alma, bu yönde gereken arsa üretimini gerçekleştirme, gecekondulaşmanın önüne geçme, imar planlarını yapma, Kentin meydan, sokak, köprü gibi ortak kullanım alanlarını yapma, yaptırma, park ve yeşil alan tesis etme, Ucuz konut üretimini gerçekleştirme, bu yolla kooperatif, şirket gibi tüzel kişilikler kurma, kurdurma Mücavir alanları dışında da imar planlaması yapabilme, il sınırları içerisinde imar ile ilgili düzenlemeler yapma
görevleri verilmelidir.
Bunların dışında belediyelere, artan şehirleşme sorunları ile başa çıkabilecek hukuksal yetkiye sahip hale getirilmiştir. Belediye zabıtasının imar, çevre, turizm ve benzeri konularda ihtisaslaşmaya gitmesi sağlanmalıdır.
Belediyeler gerektiğinde örgütlerinde değişikliğe gidebilmeli, yeni hizmet birimleri kurabilmeli ve bunlara uygun nitelikli personel atayabilmelidir. Bunu yaparken merkezi idarenin izin ve onayına tabi bulunmamalıdır (Yalçındağ 1993:149).
Öte yandan belediyeyi oluşturan birimler arasında, hizmet bütünlüğünü ve eşgüdümü bozan görev ve yetki ikilemlerine son verilmelidir.
C- İL ÖZEL İDARELERİ
Görev alanlarının sınırı il sınırı olan İl Özel İdarelerinin yeniden yapılandırılma çerçevesinde ele alınırken yetki ve sorumluluk alanı içerisinde büyükşehir belediyesi, belediye, alt belediye, belde belediyesi ve köy gibi diğer yerel yönetim birimlerinin de var olduğu, bu nedenle de hizmet bölüşümünün bütün bu idareler arasında görev ve yetki çatışmasına olanak vermeyecek biçimde yapılması gerekmektedir. Bu yapılırken il’in bütününü ilgilendiren ve merkezi yönetimin etkin olmadığı bölgedeki hava kirliliğinin önlenmesi, bölgenin su baskınlarından korunması, doğal zenginliklerini ve güzelliklerini tespit ve muhafaza gibi konularda da görev ve yetki sahibi olmasına dikkat edilmelidir (TOBB 1996:115).
İl özel idareleri, yeni bir yapılanmaya kavuşturulmalı, eğitim alt yapısı, sağlık, gençlik-spor, bayındırlık, imar, altyapı, turizm, hayvancılık, ağaçlandırma ve benzeri görevler il özel idarelerinin sorumluluğuna verilmeli, asli görevlerin dışında mali ve teknik gücü zayıf belediye ve köylere destek olmalıdır.
Merkezi yönetimin taşra teşkilatları bütün mal varlığı ve personeli ile birlikte il özel idarelerine bağlanmalı. Bakanlık merkez teşkilatı sadece politika ve hedef üretmelidir. Taşra teşkilatlarının personel giderleri ve yatırım harcamaları özel idareler tarafından yapılmalıdır (TODAİE 1992:188; Tortop 1992: 20; Canpolat 1992:75).
Köylere ilişkin hizmetlerin götürülmesinde etkin bir kurum olarak kurulmuş bulunan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün; köylere ilişkin hizmetlerin mahiyetinin, teknolojideki gelişmelerin etkisiyle de değişmesi, bu kurumun merkezi idarenin bütün hantallığını kendinde taşıması, merkezi idarenin tipik bir istihdam deposu olması nedeniyle kuruluş amacından uzaklaştırmıştır. Köy hizmetlerinin hizmet faydasının yayıldığı alanın birkaç köyü birden kapsaması bu hizmetlerin faaliyet ve yetki alanı daha geniş olan il özel idareleri tarafından yerine getirilmesi hizmetlerin etkinliğinin, iktisadiliğinin ve hızlılığının sağlanması açısından pek çok kimse tarafından gerekli bulunmaktadır (TOBB 1996:116).
İl sisteminin sorunlarını ve çözüm önerilerini sunanların savundukları modellerden biri İl özel idaresinin yürütme organı olan valinin seçimle iş başına gelmesidir (Gönül 1992). Ancak bu modelin tüm niteliklerinin ortaya konulamaması ve karşıt düşüncelerin de bulunması modelin geçerliliğini tartışılır durumdan öteye gitmemesine neden olmaktadır (Çoker 1996:9-18). Yalçındağ seçimlik vali modelinin daha çok federatif sistemin niteliklerini taşıdığını ve ülkemiz gerçekleri bağlamında değerlendirilmesinin güç olduğunu söylemektedir (1996:5).
Savunulan ikinci model; valilerin ve kaymakamların özellikle güvenlik ve esenlik konularındaki yetkilerini arttırmak suretiyle il sistemini yeniden yapılandırmaktır.
Öne sürülen üçüncü model de ise il sisteminin ne kadar iyileştirilirse iyileştirilsin işlevselliğini yitirmiş olduğunu savunulmakta ve bu nedenle de demokratik ve güçlü yerel yönetim niteliği kazandırmak gerektiği vurgulanmaktadır (Yalçındağ 1996:6).
Kanaatimizce, Belediye mücavir alanları içerisinde görev ve yetkilere sahip Belediyelerin yürütme organı olan Başkan seçimle geliyorsa, il” in bütününde ki hizmetleri yerine getirmek üzere görev yapan il özel idaresinin yürütme organı olan valinin de seçimle iş başına gelmesi o derece doğaldır. Bunun yanısıra, il sisteminin yeniden ele alınmak suretiyle yenilenmesi ve onlara demokratik bir giysi giydirilerek güçlendirilmesi, işlevselliğini daha da arttıracaktır.
Öte yandan, il özel idareleri kendisine verilen görevleri yerine getirebilecek düzeyde kendi hizmet birimlerini kurabilmeli (Yalçındağ 1993:140), il yönetimine yeni görevler üstlenmeye özendirilmelidir.
Ayrıca ilçe düzeyinde hizmet önceliğinin saptanması, hizmetlerin planlanması ve uygulanmasında karar almaya yetkili, halkın yönetime ve hizmetlere katkısını sağlayabilecek ve hizmeti yürütebilecek kaynaklarla donatılmış ilçe özel idaresi kurulmalı ve köy ve küçük belediyeler eliyle yürütülemeyen hizmetlerden, ilçe alanı içerisindeki yerel nitelikli hizmetlerin yürütülmesinden sorumlu olmalıdır (TODAİE 1992:190). Kurulacak olan ilçe özel idaresi, o ilçeden seçilen ve ilçeyi il genel meclisinde temsil eden üyelerle ilçe sınırları içerisindeki belediye başkanları ve belirli sayıdaki köy muhtarlarından oluşmalı, yürütmenin başı olarak kaymakam olmalı ve karar organı ise hem seçilmiş üyelerden hem de ilçede ki eğitim, sağlık, tarım gibi birimlerin başlarından oluşmalıdır.
Yaptığımız bu girişten sonra İl özel idarelerine; yeniden yapılandırılması çerçevesinde;
Bulunduğu ilin yıllık yatırım ve kalkınma planlarını  hazırlama, onları onaylama ve uygulama, bu planların oluşturulmasında önerilerde bulunma, il sınırları dahilindeki belediye ve köylerin yıllık kalkınma ve yatırım programları arasında eşgüdüm rolünü üstlenme, gereken yerlerde destek sağlama, kalkınma planları ve programlarının hazırlanmasında il içinde bulunan çeşitli sektörlerle işbirliğine gitme, İl içindeki yolların, köy ve ilçeler arasındaki yolların yapım ve onarımını yapma, belediyelerin mücavir alanları dışındaki imar işlerinin yapılmasını sağlama, il özel idaresince yapılması üstlenilen tesislerin yapımı, onarımı, yapıların denetimi, İl içindeki sağlık ocakları, dispanserler gibi sağlık merkezlerini yapma, bunları araç ve gereç açısından destekleme, Çıkması muhtemel salgın hastalıklarına karşı önlemler alma, aşı uygulaması yapma, çıkmış salgınlara karşı koruyucu önlemler geliştirme ve uygulama,
Kamu sağlığını bozucu olaylara karşı önlemler alma, il sınırları içerisindeki başka kuruluşlara bırakılmamış içmece, termal gibi merkezleri kurma, işletme, Sosyal yardım ile ilgili özel idarelerine verilmiş olan yükümlülükleri yerine getirme, Çevre sağlığını koruma, çevre sağlığı yönünden zararlı olabilecek her türlü atıkların toplanması, imhası amacıyla çeşitli kuruluşlarla işbirliğine gitme, buna yönelik tesisler kurma, işletme,
Belediyelerin mücavir alanları dışındaki kırsal yerleşim alanlarında kanalizasyon şebekelerinin yapımı, onarımını yapma,  Belediye ve mücavir alanları dışındaki akarsu ve göllerin kirlenmesini önleyecek tedbirler alma,
Okul öncesi eğitim ile ortaöğretim kurumlarının kurulabilmesini sağlama, bu amaçla gerekli arsaları sağlama, bu çerçevede belediye ve köy yönetimleri ile işbirliğine gitme, Halk eğitimi için kursların açılması için gerekli tesisleri kurma, araç ve gereçleri sağlama, çıraklık eğitim merkezi kurma,Öğrenciler için yurtlar açma, işletme, okulların temel giderlerini karşılama,
Tarım politikaları oluşturma, il içindeki ektili dikili arazilerin sulanması için tedbirler alma, bu çerçevede su arkları, kanaletler imar etme, İl ölçeğinde ağaçlandırmayı özendirici tedbirler alma, fidanlıklar kurma, halka fidanlıklar konusunda destek sağlama, ilaçlama tesisleri kurma, işletme, belde halkını zirai üretim ve ilaçlama konularında eğitme, Çayır, mera gibi otlakların iyileştirilmesi için tedbirler alma, hayvancılığı destekleme, damızlık hayvan tesisleri kurma,hayvan hastalıklarının çıkması ve yayılmasını engelleme yönünde tedbirler alma,
İl ölçeğinde sanayi ve ticaret faaliyetlerini teşvik etme, ortaklıklar kurma ve kurdurma, ekonomik girişimleri destekleme, yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarının korunması, bunların ekonomik boyutunun değerlendirilmesi yönünde tedbirler alma, İlin tarihi ve turistik varlıklarını koruma ve geliştirme, bulunduğu ilin tanıtılması amacıyla festivaller düzenleme, belediye sınırları dışında kalan yerlerde kamp, motel, otel gibi turistik yerleri işletme, bunları denetleme, İl sınırları dahilinde spor tesisleri kurma, sportif faaliyetlerin geliştirilmesi yönünde tedbirler alma, spor kulüplerini destekleme görevleri verilmelidir.
Bunların dışında; il özel idarelerinin yap işlet devret modeliyle iş yaptırma imkanları arttırılmalı, imarlı arsalar konut üretme konusundaki yetkileri güçlendirilmeli, belediye ve mücavir alanları dışında imar planı ve uygulama yetkisi devredilmelidir.
Ayrıca, il özel idarelerine özel güvenlik teşkilatı kurabilme yetkisi verilmeli ve bu sayede de eğitim, kültür, sağlık tesisleri ile taş ve kum ocaklarının güvenliği sağlanmalıdır.
Hazine arazilerinin il özel idarelerine, bu arada da belediyeye, devredilmeli, özellikle taşıt alımlarında gerekli olan Bakanlar Kurulu izni kaldırılmalıdır.
D.  KÖYLER
Demokrasinin başladığı yer olan köylerde mevcut statü korunmalı, nüfusu 500’ ü geçen bütün köylerin belediyeye dönüştürülmesi, nüfusu 500 den küçük belediyelerin birleşerek belediyeye dönüştürülmesi özendirilmek suretiyle hizmetlerin sunumu kolaylaştırılmalıdır( TODAİE 1992:191).
Köy derneğinin daha aktif olması için düzenlemeler yapılmalı, köy derneği “köy meclisi” dönüştürülmeli (Tortop 1992: 21),  5 yıllık köy kalkınma planı, imar planı, köy kesin hesabı, köy bütçesinin kabulü gibi yetkilerle donatılmalı, ve köy meclisinin kararlarına karşı yargı yolu açık olmalıdır (Yalçındağ 1993:143).
Köy yerel yönetimlerinin üstlenemeyeceği biçimde olan büyük yatırım, teknik personel, araç ve gereç gerektiren hizmetler üst yönetim birimlerince yürütülmelidir. Köye ancak tam manasıyla yürütebileceği görevler bırakılmalıdır (TODAİE 1992:192).
Köy muhtarının kararları kesin olmalı ve yargı yolu açık olmalı, bu bağlamda kaymakamlara yetki veren 40 ncı madde kaldırılmak suretiyle yerel özerklik sağlanmalıdır (Yalçındağ 1993a:144). Siyasi partilere muhtar adayı gösterebilme hakkı getirilmeli ve muhtar ve ihtiyar meclisi üyeliği için adaylık usulü getirilmelidir.
Bu çerçevede. Köylere;
Köyün basit imar planlarını yaparak, köyün gelecekte olması gereken yerin planını yaparak köy içi yolların, meydanların düzenlenmesi, Köy sınırları içinde ve dışında köylünün tarlalarına ve ormana giden yolları düzenleme, onarma,başka kuruluşlarla işbirliğine gitme, Köye içme ve kullanma suyunun getirilmesini sağlama, bu çerçevede başka kuruluşlarla işbirliğine gitme,
Köy içerisinde köy konağı, parklar yapma, Köyün elektrik, telefon gibi çağdaş yaşamın gerektirdiği hizmetleri almasını sağlama, Köyde insan ve hayvan sağlığını koruma tedbirlerini geliştirme, hela ve lağım akıntıları ile hayvan pisliklerinin insan sağlığını bozucu etkilerini en aza indirgeme, köye mümkünse kanalizasyon şebekesini yaptırma, Köyde ağaçlandırmayı teşvik etme, ormanı koruyucu tedbirleri alma, erozyonu önleyici ağaçlandırma işlevlerini yürütme, Köye hamam, çamaşırlık gibi ortak kullanım tesislerini kurma, salgın ve bulaşıcı hastalıkların çıkmasını önleme için tedbirler alma, Köyün bakıma muhtaç ve düşkün ve hastalara yardım etme, Köy ilkokulunun yapımı için arsa sağlama, köy halkının eğitilmesi amacıyla kurslar açma, açtırma,
Köyde bulunan tarihi eserlerin korunmasını sağlama, Köyde yetişen sebze ve meyvelerin daha da kaliteli hale gelmesi için tedbirler alma, iyi cins tohum, fidan sağlanması için girişimlerde bulunma, orman ve ağaçlık alanlarının koruma, köye sulama suyu getirme, su arkları yapma, Köydeki hayvancılığın geliştirilmesi için tedbirler alma, mera otlakların ıslahını sağlama, köyün tarım ve hayvancılığın gelişmesi için başka kurumlarca alınan önlemlerin yerine getirilmesine çalışma,  Köyde halıcılık, seracılık, arıcılık gibi küçük el sanatlarının geliştirilmesini sağlama, köy halkı arasında kooperatifçiliğin kurulmasını sağlama, onları destekleme ve bu yolla işbirliği ve örgütlenme bilincini geliştirme,
Görevleri verilmelidir.

KAYNAKÇA

Aktan, Tahir,
Mahalli İdarelerin Bazı Sorunları Üzerine”, Amme İdaresi Dergisi, C.7,S.2, Haziran,1974, 101-114.
Bilgiç, Veysel,
“Merkezi Yönetim-Yerel Yönetim İlişkileri Üzerine Teoriler”,
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, C.7,S.2,Nisan, 1998, 27-35.
Canpolat, Hasan,
 “Bir İdari Reform Önerisi:Özel İdarelerin Yeniden Düzenlenmesi”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,cilt1, Sayı 5, Eylül, 1992, 73-81.
Çoker, Ziya,
“Seçimlik Vali Üzerine Karşıt Düşünceler ve Yeni Bir Yönetim Modeli”, Türk İdare Dergisi, Yıl 68, sayı 399, Haziran 1996

“Yerel Yönetim Reformu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 4, Temmuz, 1993, 3-10.
DPT,

Mahalli İdareler ve Büyükşehir Yönetimi, 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyon Raporu, 1994, Ankara.
Geray,Cevat,
“Nasıl Bir Kamu Yönetimi Düzeltimi”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,Cilt 2, Sayı 5, Eylül,1993,13-21.

Gönül, Mustafa,


“Seçimlik Vali Üzerine Düşünceler”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt 22, Sayı 3, Eylül 1992,51-70

Güler, Birgül Ayman,
1998 Reform Tasarısı Üzerine İnceleme” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt7, Sayı 4, Ekim,1998,3-25

Nadaroğlu,Halil,

Mahalli İdareler, Sermet Matbaası,1978, İstanbul.
Özel, Mehmet,

“Kamu Yönetiminde Yeni Bir Örgütlenme İlkesi : Yerellik (Subsidiaritaet)”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,Cilt 9, Sayı 3, Temmuz,2000,25-43.
Özer, Mehmet Akif

Merkezi Yönetim ile Yerel Yönetimler Arasındaki Görev Bölüşümü, Yerel Gündem, Yıl 1, Sayı 9, Eylül,1999,30-41
Polatoğlu, Aykut

“Yerel Yönetim Reformu Üzerine Düşünceler”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, C.9,S.1, Ocak,2000,3-24.
Tekeli, İlhan,
“Yerel Yönetimlerde Demokrasi ve Türkiye’ de Belediyelerin Gelişimi”, Amme İdaresi Dergisi, C.16,S.2,Haziran, 1983,3-22
TOBB,

Mahalli İdarelerin Yeniden Yapılandırılması, Özel İhtisas Komisyon Raporu, Ankara, Şubat,1996
TODAİE,

Kamu Yönetimi Araştırması. Yerel Yönetimler Araştırma Grubu Raporu, 1992, Ankara.
Tortop, Nuri,

“Demokratik Mahalli İdare Anlayışının İlkeleri”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 3, Mayıs,1992,3-6.

Tutum, Cahit,


Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma, TESAV (Toplumsal. Ekonomik, Siyasal araştırmalar Vakfı) yy, 1994
Yalçındağ, Selçuk,

“İl Sisteminin Güçlendirilmesi Çözümmü”,Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,Cilt 5, Sayı 2, Mart,1996,3-14.

“ Türk Yerel Yönetimlerinde Yeniden Yapılanma”,
Amme İdaresi Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Eylül,1993,123-152

Yaşamış, Firuz  Demir


“Üçüncü Bin Yılın Yönetim Teknolojisine İlişkin Gereksinmeleri ve Türk Belediyeleri”, Yeni Türkiye, Mayıs-Haziran,1995,427-454.

 

“Belediye Reformu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Mart,1993,11-24.

Hiç yorum yok: